Sahipsiz ve Kontrolsüz Hayvan Sorunu

Sahipsiz ya da kontrolsüz köpekler, vahşi bir tür değildir. Onlar, bilmedikleri bölgelere sürülerek vahşileşmeye zorlanan sokak köpekleri kolonileridir. Yani insanoğlunun, laboratuar kullanmadan yaratmayı başardığı bir tür. Trajik olan, onları oraya atanların insanlar ve yine öldürülmesini isteyenlerin de insanlar olmasıdır. 

Sahipsiz hayvanların saldırganlık nedenleri: 

• İnsanlardan şiddet görmeleri,
• O civarda kısırlaştırılmamış veya anne köpeklerin olması ve bu nedenle alan çatışmaları yaşamaları,
• Çeteleşme (baskın ve güçlü karakterler o bölgede yaşayan köpeklerden-genellikle 5-10-15 bireylik gruplar kurarak çete başı olur ve diğerlerini saldırmaya yönlendirirler),
• Yiyecek, su ve barınak bulamama.
• Sahipsiz hayvanlarla ilgili olarak bildirilen sorunlar artarak devam etmektedir. Ne öldürme, ne de toplatma, bu sorunun çözümü olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Çünkü;

• Boş bırakılan alanlar, yakalanamayan köpekler tarafından doldurulacak,
• Başka belediyelerden bırakılanlar tarafından doldurulacak,
• Yeni çeteler oluşacak,
• Yukarıdaki nedenlerle bu kısır döngü yıllarca devam edecektir.

ÇÖZÜM 

Sorunun(ların) tanımının doğru yapılıp, her soruna ayrı çözüm yolları aranmasıdır. Örneğin;

• Sorun "köpek korkusu" ise;

o   Bilgilendirme

o   Profesyonel destek (psikolojide korku objesi değil bu korkudan rahatsızlık duyan ve bunu çözme içgörüsü olan kişilerle çalışılır. Her sorunu olan insan bunu çözmek istiyor demek değildir)

o   Somut gereksinim desteği (ör. 05:00-06:30 saatleri arasına da öğrenci ringi konması, korkan ve yalnız yürümek istemeyenlere refekatçi desteği vs)

•         Sorun "köpek sesi" ise, insanın konuşması ne ise ona göre düşünüp, gerçekçi beklentilerin olması (birbirine yabancı gruplar karşılaştığında havlama sesleri uzun sürer. Birbirini tanıyan grup içinde grup içi hiyerarşisi işlediği için, çok az havlama olur).

•          Sorun "köpek sayısındaki artış" ise, temel yaklaşım var olan sayının dışarıdan artışını engellemek (içsel artış ise ancak kısırlaştırma ile olabilir).

Bütün sorunların çözümündeki temel yaklaşım:

–   Canlı (insan ve hayvan) haklarına uymak,

– Farklılıkları zıtlaşma-inatlaşma çıkmazına sokmadan, farklılığın kabulü ve çözüme odaklanma (tüm sıkıntı dile getirenlere eşit yaklaşım) olmalıdır.